Ordu ele geçirilirken paşa paşa oturdunuz!

Şimdi çıkıp siyaset kurumunu suçlamanın bir anlamının olmadığını anlayacak durumda değil misiniz? 12 Eylülün faşist Kenan Evren’inden başlayarak 15 Temmuz darbesine kadar sizler koltuklarınızda paşa paşa otururken FETÖ Türk ordusunu neredeyse ele geçiriyor, fakat siz bunu fark etmiyorsunuz; ondan sonra kalkıp ‘siyasi ayak’ peşine düşüyorsunuz. Bu nasıl bir akıl!

Sahi farkında değil miydiniz, fark mı edemediniz? FETÖ’cülerin sizin ‘Kemalist hassasiyetlerinizi’ kullanıp, kendilerini fark eden/edecek, direnecek olan subay/ast subay herkesi, karısı, kızı, anası ya da kız kardeşi başörtülü yahut namaz kılıyor diye ‘irtica’ gerekçesiyle ordudan atarken, kendilerine alan açarken siz neyle meşguldünüz?

FETÖ’NÜN ELİ

FETÖ’nün ayaklarınızın altındaki halıyı çektiğini neden fark edemediniz? Emekli Genel Kurmay İstihbarat Başkanı Pekin Paşa’nın, bir televizyon programında ‘kabul edelim FETÖ orduyu ele geçirmiş, biz bunu anlayamadık’ şeklindeki dürüst tavrını siz neden kabullenmiyorsunuz!

Genel Kurmay Başkanlarının ya da üst düzey komutanların 28 Şubat’tan sonra kamuoyunda çok sık göründükleri, bunun 27 Nisan’a kadar kesintisiz sürdüğünü unutmamışızdır; Batı Çalışma Grubu adlı illegal çetenin neredeyse her gün medya açıklamalarının dinlemek zorunda kalındığı bir dönemi hatırlayın. Bunları şunun için hatırlatmak istiyorum bu adamların neredeyse hepsi, kötü bir Türkçeyle, kısır bir mantıkla, berbat bir belagatle bir üniversite öğrencisinin seviyesine hitap etmeyen cehalette ülkeyi kurtarmaktan ve ısrarla yerli yersiz Atatürk’ten bahsetmektedirler.

DEMOKRASİYE SAYGI

Paşa unvanlı bu zevatın Gazi Paşa’nın okuduğu kitaplardan, bırakınız okumalarını, haberleri var mıdır? Hatırlayın Batı Çalışma Grubu bildirilerinin, 27 Nisan Bildirisi’nin dilini ve son olarak sıkça televizyonlara konuk olarak, ‘bu konuyu şöyle değerlendiriyorum’ diyen Emekli Genelkurmay Başkanı’nı. O nasıl bir mantıktır, komplo teorisi deseniz, komplo bile değil, neyi nereye bağlamaktadır, şaşırıp kalıyorsunuz. Adamcağız hâlâ demokratikleşme sürecine itiraz ettiğinin bile farkında değildir; militarist düzenin çift yargılı, MGK devletinin o altın çağını özlemektedir ki, bu hülyalarla yaşayan bir zihinle, FETÖ’nün nerdeyse orduyu ele geçirmiş olmasını bile siyasete bağlamaya kalkmaktadırlar.

Efendiler, Türk ordusunun NATO Karargâhı’yla birlikte bir operasyona hedef olduğunu artık görünüz; başta cunta mensupları ve darbe liderleri olmak üzere, hepsi bu operasyonların neticesinde ortaya çıkmış aktörlerdir. Yabancı servisler, NATO gibi zeminleri askeri işbirliği eğitim vs. gibi süreçlere katılımı aynı zamanda bir ‘devşirme’ ortamı olarak kullanmışlardır. FETÖ bu operasyonun bir parçasıdır ve bu süreçte Türkiye’yi tahrip etmek üzere orduya sızarken bugün konuşan paşaların birçoğu sorumluluklarını yerine getirmemişlerdir. Paşa, muhalefete ‘bırakınız şu çapsız belediye başkanlarından Cumhurbaşkanı’na alternatif aday çıkarma arayışını, ben varım’ diyorsa, eh bunda haksız sayılabilir mi!