MENÜ
Ankara 21°
Ankara Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kriz mi diyordunuz?
Vedat Bilgin
YAZARLAR
5 Kasım 2018 Pazartesi

Kriz mi diyordunuz?

Uzun zamandır ekonomide kriz bekleyenlerin neredeyse bekledikleri gün gelmiş gibi heyecanlandıkları görülmektedir. Heyecanlanmalarının nedeni öngörülerinin çıkmış olmasını düşünmelerinden çok, siyaseten bir türlü yenemedikleri, kurtulamadıkları AK Parti iktidarından bu vesilesiyle kurtulmayı ümit etmelerindendir!

“Türkiye’nin yaşadığı olayın bir ‘ekonomik kriz’ olup olmadığını tartışmak, bunu krizin ne olduğunu ortaya koymadan yapmak çok anlamlı değildir. Bir defa herhangi bir dalgalanmayı, yaşanan bir olayı keyfi olarak ‘kriz’ diye tanımlamak doğru değildir; çünkü ekonomik kriz somut göstergeleri olan belli parametreler çerçevesinde tanımlanabilecek bir mahiyete sahiptir. Ekonomide yaşanan gelişmeleri kriz veya başka türlü bir konjonktürel olay diye tanımlamak bizim arzumuza ya da beklentilerimize göre değil, teorik kavramsal bir temele dayanmak durumundadır.”

KRİZ NEDİR, NE DEĞİLDİR?

İktisatçılar arasında ne kadar çok matematiksel modeller kullanırlarsa, ekonomi biliminin o kadar kesinliğin bilimi olacağını düşünenler vardır. Ünlü iktisatçı Friedrich von Hayek Nobel ödülü konuşmasında ‘Ekonomistlerin politikaya başarılı bir şekilde rehberlik edemeyişi, bana kalırsa müthiş başarılı doğa bilimleri yöntemlerini mümkün mertebe taklit etme eğilimlerinden kaynaklanıyor’ diyerek iktisadın sosyal bilim olma karakterine vurgu yapmaktaydı.

Bizde kriz beklentisi içinde olan iktisatçılar dâhil bu konuyu yazıp çizenlerin çoğunun böyle yöntemsel bir tercihten değil, politik tarafgirlikten sürekli kriz tahminleri yaparak, sürekli yanıldıklarını görmek gerekir. Bu bakımdan ekonomideki tartışmaları somut bir analiz çerçevesinden ele almadan politik ön yargılarla bir yere varmak, ekonomi hakkında doğru önermeler yapmak mümkün olamaz.

Burada üzerinde durmak istediğim mesele, ekonominin yaşadığı olayın mahiyetini ortaya koyacak, onun anlaşılmasını kolaylaştıracak somut kriterlerle ilgilidir. Bir ekonomik sistemde, finansal yapı, endüstriyel sektör ve hizmetler kesimi arasında karşılıklı bir ilişkiler bulunmaktadır. Ekonomi bu kesimlerin alt sektörleriyle ve birbirleriyle ilişkilerinin sürekli üretimiyle kurulan bir yapı içinde büyümesini sürdürüyorsa orada hangi sorunlar olursa olsun ekonomik gelişme devam edecektir.

ÇARKLAR DÖNÜYORSA

“Ekonomide finansal sektörde, sanayide veya diğerlerinde birbirini besleyen, tamamlayan bütünlük gösteren ilişkiler yerine, sektörlerin birinde veya bir kaçında yani üretim sürecinde bir çöküş, bir kopuşun ortaya çıkması, bunun diğer sektörlere sirayet ettiği bir durumda ekonominin çarklarını çevirmesi mümkün olmadığı, dünyayla bağlantıların koptuğu durumda elbette ki bir kriz halinden bahsetmek gerekir. Ayrıca bu durumun sadece içeride değil; günümüz ekonomilerinde dışa açık küresel bağlantıların, başka ekonomilerin yapılarında ortaya çıkan sorunların etkisiyle meydana gelebileceğini de dikkate almak gerekir.”

Bugün, döviz fiyatlarında görülen dalgalanmaların kriz diye nitelenemeyeceğini, ekonominin finansal yapısının, sanayi üretiminin ve diğer sektörlerin üretim yapılarını sürdürmelerine bakarak söylemek mümkündür. Burada mesele, dövizdeki dalgalanmaların üretim sürecini bozacak etkiler oluşturmasına izin vermeyecek iktisat politikalarıyla yönetilmesidir ki bugün yapılmakta olan da budur. Sanayi üretimi artarken, ihracat artmaya devam ederken dış ticaret açığı azalıyor, finansal sektör dış piyasalara güven veriyorsa ‘durum’ sizce nedir?

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ankara Gazetesi