MENÜ
Ankara 21°
Ankara Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Cumhuriyet!
Vedat Bilgin
YAZARLAR
10 Eylül 2018 Pazartesi

Cumhuriyet!

Yunus Nadi Bey’in önce Milli Mücadele sürecinde İstanbul’dan kalkıp gazetesini Gazi Paşa’nın yanına Ankara’ya taşıması, Yeni Gün’ü bu süreçte mücadelenin sesi olarak neşretmesi, sonra rejimin kuruluşuyla gazetenin adını Cumhuriyet olarak değiştirip yayın hayatını sürdürmesi, bir gazetenin tarihe sadece tanıklık etmeyip, o tarihin inşasına katkı yapmasının da örneği olarak hatırlanmaktadır ve öyle hatırlanacaktır.

“Gazetenin yakın yıllarda bazı operasyonlara muhatap olduğu, son olarak da FETÖ yapılanmasıyla bağlantılı bir operasyonla Türkiye karşıtı bir yere çekilmek üzere bir ‘proje gazete’ haline sokulmak istendiği bilinmektedir. Bazı karanlık adamlar ve servisler vasıtasıyla genel yayın müdürü yapılınca CIA’in Türk istihbaratına karşı düzenlediği bir saldırıda açıkça rol alan elemanların bu davranışı, Atatürk’e, onun kurduğu Cumhuriyet’e nereden saldırıldığının, adeta tarihsel bir intikam girişiminin ilginç bir örnek olayı olarak hatırlanacaktır. Geçtiğimiz hafta gazete, yapılan operasyonları geçersiz hale getiren gecikmeli de olsa, mahkeme kararıyla Cumhuriyet Vakfı’na devredilmiş oldu.”

ÖNCESİ VAR

Cumhuriyet gazetesinin yaşadığı dönemsel sıkıntıları bir tarafa bırakırsak yayın çizgisinde karşılaştığı sorunların temelinde Türk aydınlarının benim ‘resmi aydınlar’ diye kategorize ettiğim bir zümrenin krizleri olduğunu görmek gerekir. Türkiye’nin resmi aydınları ile Cumhuriyet gazetesinin ideolojik krizlerinin toplumsal ve ideolojik kaynağında siyasal yapının bir başka ifadeyle Cumhuriyet’in demokratikleşme sancısı vardır.

“Türkiye’nin resmi aydınları Cumhuriyet kurulurken rejimin yanında yer alanlardan ibaret değillerdir; aralarında Milli Mücadeleye karşı muhtelif ‘Mandacılık’ düşüncesini savunanlar olduğu kadar, Tanzimatçı geleneğin Batıcı adamları da vardır dahası zaferden sonra Ankara’ya gelen eski ‘Duyun-i Umumiye memurları’ da bulunmaktadır. Bunların asıl etkileri Tek Parti yönetiminin kurulmasından sonra ortaya çıkacaktır.”

Ortak özellikleri rejimi, siyasette halkı devre dışı bırakacak anti-demokratik ‘otoriter bir cumhuriyet’ haline dönüştürmektir. Toplumu zorla değiştirmeyi ‘devrimcilik’ diye anlayan faşizan bir siyaset yöntemini benimsemek, yerli olan bütün tarihsel kültürel birikimi tasfiye edip, yerine anladıkları kadarıyla Batılı kurumları ikame etmeyi amaçlayan bir yaklaşımı benimsemek, kısaca Batılılaşma projesini devlet zoruyla uygulamaya sokmak bu zümrenin kimliğinin göstergesidir.

HANGİ YOL!

Onlara sorarsanız, bütün bu baskıcı faşizan yaklaşımı, aydınlanmacı, ilerici, hatta çağdaş laik toplum kurma girişimi gibi bütün kavramları anlamsız bir biçimde arka arkaya sıralayıp kendilerini haklılaştırmak üzere kullanabilirler.

“Resmi aydınların asıl krizi Türkiye’nin demokrasiye doğru evrilmesiyle başlayacaktır. Onlar, ‘otoriter cumhuriyet’ idealinin sonunu getirecek olan bu sürece karşı olağan üstü tepki verirler. Bir kısmı doğrudan darbecilik ideolojisi olan 27 Mayıs’ı ‘Atatürkçülük’ adı altında savunmaya kalkarken, bazıları düpedüz BAAS’çılık modasına ‘yön’elip ‘Sol Kemalizm’ yapmaya kalkarlar.”

Bir kısmının ise nedense kendisini sosyalist/devrimci(!) diye tanımladığı görülür. Kısaca kendi halkına kültürel olarak yabancılaşmış ‘resmi aydınların’ bu arayışlarının temel problemi, halkın demokrasi yoluyla siyaset sürecine katılması, devletin halka yakınlaşmasıdır. Evet, bakalım Cumhuriyet gazetesi bundan sonra hangi yolda ilerleyecek?

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ankara Gazetesi