MENÜ
Ankara 27°
Ankara Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
CHP Suriye’de ne istiyor?
Vedat Bilgin
YAZARLAR
17 Eylül 2018 Pazartesi

CHP Suriye’de ne istiyor?

Milli İstihbarat’ın Lazkiye’de düzenlediği bir operasyonla Reyhanlı katliamını yapan şebekenin elebaşı El Muhaberat elemanını Türkiye’ye getirmesi üzerine CHP’li yöneticisinin yaptığı açıklamayı görmüşsünüzdür. ‘Türkiye Esad’la görüşseymiş, ne Reyhanlı’da bomba patlarmış ne de MİT bu operasyonu yapmak zorunda kalırmış’. Bu nasıl bir mantıktır, bu nasıl bir muhalefettir? Reyhanlı’da bomba patlatıp kitlesel katliam yapanın El Muhaberat yani Esad’ın istihbarat örgütü olduğu açıkça ortaya çıktığı halde, hâlâ ‘Esad’la görüşmeyi’ meselenin ‘çözüm yolu’ olarak görmek, bunu bir ‘saplantı’ haline getirmek siyaset ya da muhalefet olabilir mi?

“CHP Türkiye’nin seçilmiş Devlet Başkanı ile görüşmeyi reddederken, Suriye’de binlerce insanın katliamının sorumlusu eli kanlı Esad’la görüşülmesini istemesi ne anlama gelmektedir? Üstelik adamlar ‘resmi siyasal haritalarında’ Hatay’ı kendi toprakları olarak gösteriyorken Atatürk’ün partisi olduğunu söyleyen CHP’nin bu BAAS/Esad tutkusunun sebebi nedir? Bir an için bu tutarsızlıkları bir tarafa koyalım. Suriye rejimi ile neyi görüşeceğiz, neyi çözeceğiz buna bakalım!”

CHP’NİN ÇIKMAZI

Birinci mesele, Suriye’de başlangıçta sadece halkın ‘kısmi bir demokratikleşme’ talebini kanla bastıran milyonlarca sivil Suriyeliyi göçe ya da ölüme gönderen bir rejimle, neler görüşülebilir? Bu rejimin bugün ülkedeki iktidarını ancak Rusya’ya, borçluyken ne demek, doğrudan ona dayanarak devam ettiriyorken ‘Esad’la görüşme önerisi’ uluslararası siyaset bakımından ‘boş bir cümledir’, içeriği olmayan bir ifadedir.

İkinci mesele, doğrudan doğruya Suriye’nin bugünüyle-yarını arasında ilişkide düğümlenmektedir. Bugün bu ülke ikiye bölünmüş durumdadır. Ülkenin bir kısmı PKK/PYD yapılanmasıyla doğrudan doğruya ABD’nin kontrolüne girmiş bulunmaktadır. ABD’nin İdlip’teki tavrı, doğrudan Fırat’ın doğusuyla ilgilidir ve İdlip’in rejimin kontrolüne girmesini aslında problem olarak görmediği, kendi statüsünün yani PKK/PYD’yi paralı askerler olarak kullanıp bu ülkenin bir bölümündeki hâkimiyetinin kabul edilmesinin pazarlığını yaptığı ortadadır. Suriye’nin bugün içinde bulunduğu durumun yarına aktarılmasını, yani ülkenin bölünmemesini kim savunuyor?

Bu ülkenin siyasal bütünlüğünü olduğu kadar, halkın farklı kesimlerinin hiç olmazsa temsil edildiği meşru bir yönetimi, terör unsurlarını dışlayan bir barışı açıkça savunan ülke Türkiye’dir. Türkiye bu yönde hem Rusya ile hem de İran’la bir ittifak içinde bu siyaseti ısrarla takip etmektedir.

ABD NE İSTER?

“Ülkede bombalar patlatıp katliam yapan ‘Esad’la görüşme’ önerisinin, aslında Türkiye’yi istikrarsızlığa sürüklemeye çalışan El Muhaberat’ın örgütlediği terör eylemlerine kapı aralamaktan başka bir işe yaramayacağı gibi, Türkiye’yi uluslararası düzlemde kendi halkına karşı katliam yapmış bir diktatörle masaya oturmuş duruma düşürüp, Batı sistemi karşısında, zayıf bir konuma sokmak gibi sonuçlarının olacağı da hesaba katılmak durumundadır.” Kısaca böyle bir görüşme, ABD’nin işini kolaylaştıracak bir öneridir.

ABD’nin Suriye siyasetinde bu ülkenin bölünmesinin nihai bir amaç olmadığını, arkasından PKK/PYD yapılanması üzerinden Irak’a uzanıp Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’ni tasfiye ettikten sonra İran ve Türkiye’ye dönük kapsamlı bir stratejiye dayandığını unutmamak gerekir.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ankara Gazetesi