MENÜ
Ankara 25°
Ankara Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
SORULAR-YANITLAR–2
Ahmed F. YÜKSEL
YAZARLAR
3 Ekim 2011 Pazartesi

SORULAR-YANITLAR–2

Soru: “Seyec'alullahu ba'de 'usrin yüsra” “Allah her güçlüğün arkasından bir kolaylık verir.” (Talâk–7)
Bu dua niçin yapılır?

Cevap: Sorunun yanıtı şöyle oluyor: Allah her güçlüğün yanı sıra onunla baş edebilmesi için insana gizli şekilde bir kolaylık verir. Esasen, hemen baş edilecek durumda olsa bu “güçlük” olmazdı. Allah’ın neyi niçin-neden yaptığını fark edebilmek çok önemlidir. Sonuçta her olumsuzluk rahmete ulaşır. Zira “Rahmetim her şeyi kapladı.” (7/156) ayeti ile bu husus vurgulanmıştır. Güçlükler karşısında yapılması gereken şeyleri “Dua ve Zikir” (AHMED HULÛSİ) kitabında bulabilirsiniz.

Soru: “Sıtma, her müminin cehennemden hazzıdır.” (Hadis)

Neden “cehennemden hazzıdır” denilmektedir?

Cevap: Müminin bu dünyada başına gelen birçok musibet, onun ahirette çok daha yoğun ve uzun süre yaşayacağı büyük acıların, olayların karşılığı durumundadır. Cenabı Hak, bu olumsuzlukları Mümini sevdiği için ona verir.

Mümin de bunun bilinci ile üzerine gelen badirelere çilelere haz duyarak katlanır. Allah Rasulu (s.a.v) bunu “cehennem ateşini sıtma hastalığına” benzetmiş (ateşli hastalık) ve bu itibarla “Sıtma, her müminin cehennemden hazzıdır” demiştir. 

Soru: Abdülkadir-i Geylânî Kuddise Sırrahu Hazretleri şöyle demiştir: “Recep, cefayı terk ayıdır; Şaban, amel ve vefa ayıdır; Ramazan ise, sadakat ve safa ayıdır.”

Gavs-ı Azam’ın sözü acaba nasıl yorumlanabilir?

Cevap: Diğer aylarda savaşan kabileler, haram ayı girince savaştan, öldürmekten vazgeçerler, güvenlik içinde istedikleri yere gider, ticaretlerini yaparlar. Allah Kur’an’da bu aylara saygılı olunmasını ve uyulması gerekli yasakların çiğnenmemesini ve haram ayların yerlerinin değiştirilmemesini açıklıkla emretmiştir. Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) de veda haccındaki hutbesinde bu ayların önemine vurgu yapmış, yapılmaması gerekenler konusunda ashabı uyarmıştır.

Abdülkadir-i Geylânî Hazretleri ise Recep ayının haram aylardan biri olması hasebiyle “Recep cefayı terk ayıdır” demektedir.

Anlaşılacağı üzere, tuzaklardan uzak, sıkıntılarla uğraşmayan, sağlıklı bir insan, ibadetlerine daha hız verir.

Pozitif yaşayan da her an salih amel işler. O ayrıca iyi bir dosttur, vefakârdır.  (Şaban ayının getirisi)

Bütün bu yapılanlar bireyde imanı arttırır, sadakati getirir. Sadık olan da hızla tırmandığı basamakların yani amelinin/yaşamının huzurunu bulur ve bu halinin sefasını sürer. İşte bu hallerde rahmet kapısı “Ramazan ayına denk gelmektedir” diyor Gavs-ı Azam’ın müşahedesine göre.

Soru: “Beyninize hükmedemediğiniz sürece KADERE tâbisiniz.” (AHMED HULUSİ) Bu söz ile ne denmek isteniyor?

Cevap: Bu sözde şu mesaj var: ‘Hükmedebilirseniz’ , ‘pekâlâ yapabilirsiniz’ denmek isteniyor. Kısaca, beynine/şuuruna tam anlamıyla sahip, terkibiyetten kurtulmuş olan, bozulan dengeleri düzeltmiştir. Ancak, bu şekilde insan, özüne vasıl olur. Bu takdirde, kaderi meydana getiren de kendisidir. Kavramlar arasında çelişki çözümlenebildiği takdirde, mesele açığa çıkmış olur. Burada çelişkili gibi görünen şey, aslında tanımlanabilir bir bütünlüğe işaret ediyor.

Soru: Vahidiyet ile Vahdaniyet aynı şey midir?

Cevap: Tasavvuf ehli Vahidiyet ile Vahdaniyet sözcüklerini benzer şeyler olarak mütalâa eder. Ne var ki bu sözcükler aynı anlamları içermiyor. Vahidiyet “teklik seyri”, Vahdaniyet ise “mana müşahedesi içinde olmak” anlamına geliyor...

 

 

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ankara Gazetesi