MENÜ
Ankara 27°
Ankara Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Musul’dan Akdeniz’e Türkiye’nin kaderi...
Markar Esayan
YAZARLAR
10 Eylül 2018 Pazartesi

Musul’dan Akdeniz’e Türkiye’nin kaderi...

Ortadoğu ve şüphesiz Suriye meselesini daha kritik hale getiren meseleyi Cumhurbaşkanı Erdoğan İran dönüşü gazeteci arkadaşlarımıza doğrudan açıkladı: Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz kaynakları... Bu kaynakların üç trilyon dolar civarında bir değere denk geldiği ifade ediliyor.

Bölgede ABD, İsrail ve Fransa’nın oyunlar oynadığını da yine Sayın Erdoğan ifade etti. Türkiye’nin Akdeniz kıyı şeridi uzunluğu yaklaşık 1600 km’dir. Şimdi Türkiye’den bu denizdeki haklarından ve tabii ki KKTC’nin de dahil olmak üzere vazgeçmesi bekleniyor.

Bir önceki Enerji Bakanı, şu anda da Hazine ve Maliye Bakanlığı görevini yerine getiren Berat Albayrak, Türkiye’nin sondaj çalışmalarına başlamasının büyük ses getirdiğini söylerken, ülkemizin gaz ve petrol bulması ihtimalinin Batılı ülkeleri “çok kaygılandırdığını” ifade ediyordu.

Türkiye’nin sondaj gemisi Fatih’in Akdeniz’e iki ay önce açılması da Yunanistan’da geniş yankı bulmuş, art niyetli bir şekilde Türkiye’nin bu tasarrufunun Atina’yı tehdit ettiği anlamına geldiği ifade edilmişti.

Suriye’nin kuzeyinde bir kukla devletin kurulması çabalarının bir amacının da Irak petrolleri ile Akdeniz’e alternatif bir enerji koridoru açmak olduğu biliniyor. Bu koridor aynı zamanda Akdeniz enerji havzası için de işlevsel olacaktı.

ABD’nin tüm müttefiklik ilişkilerini tehlikeye atarak neden YPG/PYD’yi açıkça desteklediği de bu şekilde anlaşılmıştır. Türkiye tarihinde olduğu gibi, kolayca kontrol edilebilen bir ülke olsaydı, belki “tehdit” algılanmazdı. Ama artık öyle değil. Dolayısıyla, Türkiye’yi by-pass etmek için her türlü unsur kullanılmaktadır.

Musul’un kaderini hatırladığımızda, aynı oyunların yine devrede olduğu anlaşılmaktadır.

Lozan’da Musul meselesi beklemeye alınmış, daha sonra Türkiye Musul’da İngiltere ile silahlı çatışmaya dahi girmişti.

Milletler Cemiyeti’nin aracılığıyla Musul’un Irak’a bırakılması kararlaştırıldı. Maalesef sonrasında da 25 yıllığına yüzde 10’u Türkiye’ye verilen petrol gelirlerinden 700 bin sterlin karşılığında vazgeçildi.

Yine aynı kaderle karşılaşılmak istenmiyorsa, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği mücadeleye tüm kesimler destek vermelidir. Türkiye’nin hakkı olduğu aşikar tüm konularda kendisini korumaya ehildir.

Yeter ki, içimizde amaç ve ülkü birliği olsun. Türkiye’nin, kendi sınırları ve kıyılarının hemen dibinde emperyal oyunlar oynanırken sessiz, tepkisiz kalması mümkün mü?

Vaziyet, milli mücadele verilirkenki durumdan daha az kritik değildir. Musul’un kaybı ile Hatay’ın kazanımı kararlı ve rasyonel duruşun farkını ifade etmektedir.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ankara Gazetesi