MENÜ
Ankara 17°
Ankara Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Öcalan’ın mektubunu kim yazdırdı?
Metin BOŞNAK
YAZARLAR
6 Nisan 2013 Cumartesi

Öcalan’ın mektubunu kim yazdırdı?

İçimizde çöreklenen kıştan kurtulma vaktidir...
Nice emekler epridi, nice hayaller kefenlendi.
Türkiye Cumhuriyeti tarihi bir dizi Ödipüs hikâyesidir.
Dahası, bu Ödipüs rolleri aslında Osmanlı'da başladı.
İlk Yeni Osmanlı Abdülmecit idi.
Kılığından hayallerine kadar Fransız-İngiliz karışımıydı hülyası.
O Dolmabahçe’ye yerleştiğinde Osmanlı bitmişti.
Abdülmecit'le beraber aslında Osmanlı bitmişti.
Topkapı’dan Dolmabahçe’ye taşınmak bu bitişin sembolüydü.
Büyük Devlet ergenlik sendromlarına prim vermez.
Büyük Millet de!
Türklerin Ortadoğu'daki Kürt ve Türkmenlerle buluşması 100 yıllık Sykes ve Picot planlarını zamanla yok edecektir.
Federasyon olacaksa, Kuzey Irak'la olmalı ve zamanla İran içindeki kardeşlerimize uzanmalı...
Türkiye'nin bu zamana kadar kaybettiği “objektif” davranışından oldu. Yani nesne’l kaldık.
Artık Türkiye özne ve sübjektif olarak Türkiye var olacak.
Hilal ve yıldız aynı kalacak; belki yıldızın sayısını çoğaltacağız.
Ergenekon'dan çıkışın zamanı yaklaşıyor.
Türkiye etrafına dökülen demir dağlarını eritecek...
Selçuklu sonrasında beylikleri toparlayan Osmanlı aklı gibi, Büyük Türkiye etrafını kendisi ve dünya için toparlayacak.
Büyük Millet farklılıkları çatıştıran değil, onları kendi geleceği için iyi yönlendirendir.
Aksi halde, farklılıkları AB-D kullanıyor, suiistimal ediyor.
Kürt kardeşlerimizin kardeşliği asıl bundan sonra sınamamadır.
Büyük Türkiye'den başkası olamaz.
Büyük Bir'lik için, Büyük Türkiye olmalıdır!
Aklımızı kullanalım.
Kanımız gelecek için lazım...
Türkiye Cumhuriyeti Devleti sonunda Aikido tekniğini kullanmayı öğrendi.
Rakiple çatışmak yerine rakibin yumruğunu kendine çevirmek...
Türk Devlet aklı artık Ergenekon'dan çıkmaya başladı.
Öcalan'ın mektubu Türk Devlet aklının çalıştığını gösteriyor...
Vatandan bir taş dahi verilmesine karşı biri olarak, taş kalpli olmaya da karşıyım.
Akıl ve kalbi beraber çalıştırmak lazım.
Eski Türklerde bir savaş taktiği vardı.
Ricat eder gibi durum alırdı asker, sonra Hilal içine alır kuşatırdı düşmanı.
“Çözüm” böyle bir şey!
Bağ bozumlarında her zaman bir hüzün vardır.
Şaraba bakmak lazım…
Verecek ne bir mezar yerimiz ne de cenazemiz var.
Artık beraber olmak zamanıdır.
Aile içi kavgalara AB-D'yi sokmayalım.
Mesele sadece Türkiye meselesi değildir.
İki asırdır sürünen millet ve ümmetin kendini tamir etme zamanıdır.
İngiliz’e rağmen, Alman’a rağmen, Fransız’a, Amerikalıya, kendimize rağmen.
Bazen bir uykudan uyanış başka bir uykuya olur...
Hadi artık Misak-ı Milli konuşalım.
Kerkük ve Musul konuşalım!
İkinci İstiklal Savaşını birbirimize değil, İngiliz’e ve Fransız’a, Rus'a, ABD'ye rağmen başarmamız lazım.
Hayali olmayanın hayatı olmaz.
Bir Millet ülküsüz, hedefsiz yaşayamaz.
Sevdalarımızı artık maziye değil, geleceğe çevirmek zamanıdır.
O gelecek geçmişi diriltecektir...
Bu vatan için hepimiz yaşamalı ve yaşatmalıyız.
O yaşadıkça başka ülkeleri de yaşatacaktır.
Türkiye'ye hapsolan bir millet olduk...
Hem Devletin-Milletin büyük olduğunu söyleyip hem ona güvenmemek açıklanamaz.
Birinden biri yanlış olmalı.
Öcalan’ın gönderdiği Devletin yazdırdığı mektuptur.
Okuyana selam olsun!

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ankara Gazetesi