Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven evvelki gün bir açıklama yapmak zorunda kaldı. Seçimi takvimi başlamıştı ve muhalefetin “çift kanallı” propagandası devam ediyordu. YSK Başkanı Güven özetle şunları söyledi:
“Seçimler güvenli, mükerrer seçmen yok, ‘sahte oy pusulası kulanıldı’ diye bir iddia yok. Bütün bunlar yokken, daha seçim başlamadan seçim güvenliği üzerinde tartışma yapmak çok doğru değil.”
CHP ve HDP, bir yandan seçimi yüzde 60 ile kazanacaklarını ifade ederken, öte yandan da yapılacak seçimleri gölgelemek için deyim yerindeyse “altlık” oluşturuyorlar. Aynı taktiği 16 Nisan halkoylaması öncesinde ve sonrasında da yapmışlardı. Özetle, “hayır” çıksa seçim meşru, “evet” çıksa gayrimeşru olacaktı.
“Mühürsüz seçim” diye ortalığı vaveylaya verdiler. Bu tamamen kötü niyetli, ister “evet” ister “hayır” vermiş olsun tüm seçmenlerimizi rahatsız edecek bir durumdu. Kimse seçimlere hile karıştırılsın istemez. Herkes bundan rahatsız olur. Ama bu kötücül yöntem, seçimlerden umduğunu bulamayan seçmenin siyasetten ümidi kesmesine yol açar. Hatta amaçlanan, sokak hareketlerine sosyoloji oluşturmak olabilir.
Muhalefet siyasi başarısızlığını bu türden ayakoyunlarıyla seçmenlerinin dikkatinden kaçırmaya çalışıyor. CHP 11 seçim kaybetmiş, cumhurbaşkanı adayı dahi çıkaramıyor. Vekillerini kiralıyor, olmadık siyaset mühendislikleri için partilerini kuluçka makinesine çeviriyor. Sonra da çıkıp seçimleri karalayarak bu sorumluluktan kaçmaya çalışıyor, memlekete zarar vermekten zerre rahatsızlık duymuyor.
Sağlıklı işleyen ve demokrasinin temeli olan seçim sistemini şüpheli hale getirmek bindiğimiz dalı kesmektir. Kaybedilen her seçimi gayrimeşru ilan etmek de nedir!
Bir kere tüm pusulalar sayılı olarak basılıyor, zabıtla teslim ediliyor. Zarflar ve oy pusulaları paralarda olan filigrana sahip, taklit edilmesi mümkün değil. Kullanılmayan zarf ve oy pusulaları da yine sayılıp, kullanılan oy pusulası ve zarf sayısıyla toplanıp kontrol ediliyor. Bu arada tüm zarflarda YSK’nın anteti, ilçe seçim kurulunun mühürü zaten var. Olur da, son aşama olan sandık kurulu kendi mühürünü kasten veya ihmal ederek vurmazsa, bu son mühürün eksikliğinin vatandaşın oy hakkını engellememesi için geçerli sayılıyor. Bu isabetli uygulama da yeni değil. 1983’lerden beri sandık kurulu mühürü olmayan zarflarla kullanılan oylar geçerli sayılmış. Hatta birçok kez geçerli sayılması için YSK’ya başvuruyu yapan parti de CHP olmuş.
İl ve ilçe seçim kurullarında her partinin hukukçu üyeleri var. Sandık kurullarında da her partinin temsilcisi var. Sonuçlar YSK ve parti merkezlerine aynı anda gidiyor. Sağlaması yapılıyor. Seçmen kütükleri partilerin elinde var. Tüm bilgiler kontrol edilmeye, itiraza açık.
Tüm bunlar ortadayken, yapılan iş tamamen kötü niyete denk geliyor. Bu da bu partiler açısından tuzun çürümesi demek.
Sayfa başına git