MENÜ
Ankara 26°
Ankara Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İstikrar
Ahmed F. YÜKSEL
YAZARLAR
23 Nisan 2012 Pazartesi

İstikrar

Bu yazının amacı, istikrar denilen kavramın zaman içinde artık
kaybolduğunu vurgulamak değil. Aksine, bu olgunun kökenine inerek
analiz yapmaya çalışmak.

Baştan söyleyeyim; kendilerini umutsuzluğa kaptıranlara katılmıyorum.

Zira onların gerçekçi değerlerden haberleri dahi yok.

Kaç kişi farkındadır pek bilmiyorum, ama istikrar sonsuza kadar olacak,
hem bireysel hem de toplumsal alanda varlığını idame ettirecektir.

Şimdi, sevindirici bir durum olarak kabul ettiğimiz bu gerçeği ayrıntılarıyla
dile getirmeye gayret edeceğim.

İstikrar kelimesi lügat manasıyla “karar bulma, yerleşme, iyice
belli olma” anlamlarına gelir. Kendine uygun olmayan ortamlarda,
en küçük bir darbede devrilmeye hazır olanların aksine, ağır eleştiriler
karşısında dimdik ayakta kalmayı becerebildiği gibi saygısından da bir şey
kaybetmeyen ve başkalarınca da fark edilenlerin tutumudur istikrarın
tanımı.

Aradan uçup giden zaman, bu hal üzerinde yaşamayı prensip edinene bir
şey kaybettirmez. Ama istikrarsızlık, bazen ağır bir ruhsal hastalığın
belirtisi, bazen de anlık olarak kendini kontrol etmede yoğunlaşan
güçlükler olarak nitelendirilir. Bu eğilimin kalıtsal olduğunu söylemekte
yarar var.

Günümüzde olayların getirdiği acı manzaraları hep birlikte görüyoruz.

Olanlar ortada değil mi?

Bu olumsuz koşullar toplumu bir ahtapot gibi kuşatmış, âdeta boğazlamış
durumda iken bu batağın içinde yaşam mücadelesi vermek, istikrarlı
duruşlar sergilemek hiç de kolay bir şey değil.

Esasen bu aşılması güç olaylar, eğitimsizlikten/güvensizlikten
kaynaklanıyor. Ve onlar devam ettikçe bu nitelikten bahsetmek biraz zor
gibi görünüyor.

Düşündürücü olan ve örnek alınması gereken şey, söz konusu meseleleri
yaşarken dengeli olmak, altını çizerek söylüyorum, kendini
bozmamak, gücünü ve maneviyatını yitirmemektir.

Bütün çelişkiler de buradan kaynaklanıyor. Toplumun birliğini bozan ahlaki
kirlilik ve pislik dışarıdan apaçık görünüyor.

Bu gibi yıkıcı durumlar karşısında ayakta kalabilmek bir hayli zor
olur.

Esasen, toplum yaşamının hangi dalını ele alırsanız alın, uzun süren bir
kaos ortamı var. Basit bir örneği; sınır boylarında şu veya bu nedenle
istikrar bir türlü sağlanamıyor. İnsanoğlu farklı şeylerde şaşkınlıktan
kurtulamıyor, dağılıyor. Belli ki rahat değiller, sıkıntı içindeler. Her gün
huzur bozucu olaylara şahit oluyorlar.

Genellersek; mevcut bazı dengesizlikler var ki yenilir yutulur lokma
değil. İstikrar olmayınca bunlar düzelmez, kaybeden yine toplum olur.
Kusura bakmayın, ama kanayan yaranın başında (bana göre), hiç
kuşkusuz biraz iman eksikliği var gibi.

Bunları dile getirmek zorundayım.

Şu hususu iyi bilmemiz gerekir:

Eğer bir toplum kalben rahatsa, sıkıntısız bir yaşam sürecek, başarılı
olabilecektir. Ve istikrar içinde yaşarken ayrıca istikrar ortamı da
yaratılacaktır.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ankara Gazetesi