Sosyal medya, çağımızın en büyük iletişim aracı. İyi kullanıldığında insanları bir araya getirebilen, farkındalık yaratabilen devasa bir güç. Ancak, kontrolsüz kullanıldığında, adeta bir kitle imha silahına dönüşüyor. İnsanlar, birbirine kızdığında ya da haksızlığa uğradığını düşündüğünde, soluğu sosyal medyada alıyor ve ne yapıyor? İsimleri, fotoğrafları, hatta özel hayatı ifşa ederek linç kampanyası başlatıyor! Ortada kanıt var mı, yok mu; iftira mı, doğru mu, hiç kimse sorgulamıyor. Maalesef, sosyal medya adeta bir mahkeme haline geldi ve herkes bir anda savcı, yargıç, hatta cellat rolüne bürünüyor.
Bakın, yakın zamanda sosyal medyada paylaşılmış bir hikaye var. Bir profesör, burs verdiği bir öğrencinin aslında yurt dışında gezdiğini, sosyal medyada havalı fotoğraflar paylaştığını görünce, bursu kesmeye karar vermiş. Bunun üzerine genç, burs kesildi diye profesörü linç ettirmeye başlamış. Ve insanlar bu gencin beyanlarına dayanarak, hiçbir sorgulama yapmadan, profesörü yerden yere vurmuşlar.
İyi de, bu ne vicdan? İyilik yapmaya çalışan birine bu kadar ağır saldırmak nereden çıktı? Biri size bir iyilik yapıyor, ardından size daha çok ihtiyaç duyan birine yardımı yönlendirdiğinde, siz onu neden hedef alıyorsunuz? Üstelik, bursu alırken teşekkür bile etmeyen bu kişi, sadece burs kesildi diye nasıl bir linç kampanyasına girişebiliyor?
Sosyal medya böyle mi kullanılmalıydı? Gerçekten, sosyal medya birini yüceltmek ya da çamura batırmak için mi var? Bir profesör ya da bir iyiliksever, yardım ettiği biri tarafından böyle mi cezalandırılmalıydı? Linç kültürü o kadar yaygın hale geldi ki, artık kimse birine yardım etmekten çekinmeye başladı. Herkes, “Ya başıma bir şey gelirse” korkusuyla yaşıyor. Yardım etmek bir risk haline geldi.
Eğer insanlık, biraz olsun vicdanını devreye soksa, biraz dinlemeyi, anlamayı denese, belki de böyle acımasızca yargılamalar olmayacak. Ama maalesef, sosyal medyada bir “paylaş” butonuna basmak, gerçekleri araştırmaktan daha cazip hale geldi. Her şey bir tıkla halloluyor, değil mi?
Nerede kaldı vicdan?