MENÜ
Ankara 13°
Ankara Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bu ne ya...
Dilek Yılmaz
YAZARLAR
3 Ağustos 2024 Cumartesi

Bu ne ya...

Eski Tarım Bakanı’nın, İsrail'in öldürdüğü İsmail Haniye’yi kınamayanların köpek katliamını kınama hakları olmadığı yönündeki açıklaması, birçok açıdan eleştiriyi hak ediyor. Bu tür bir açıklama, bir bakanlık makamında bulunmuş ve profesör unvanına sahip bir kişinin düşünce ve ifade sorumluluğunu taşıması gereken ciddiyetten oldukça uzak.

Öncelikle, bu açıklama bir mantık hatası barındırıyor. İnsan hakları ve hayvan hakları iki ayrı etik kategoridir. Bir bireyin, bir konuda sessiz kalması, başka bir konuda görüş belirtme hakkını elinden almaz. İnsan hakları savunuculuğu ile hayvan hakları savunuculuğu, birbirini dışlamayan, aksine birbiriyle örtüşen ve birlikte var olabilen hassasiyetlerdir. Dolayısıyla, bu iki farklı konuyu birbirine bağlamak, hem mantıksız hem de etik dışıdır.

Bunun yanı sıra, bir profesör ve eski bir bakan olarak, kişi toplumun çeşitli kesimlerine örnek olma ve toplumsal barışı destekleme sorumluluğunu taşır. İsrail-Filistin meselesi gibi son derece hassas ve karmaşık bir konuyu, köpek katliamı gibi başka bir meseleyle kıyaslayarak gündeme getirmek, toplumsal kutuplaşmayı artırıcı nitelikte bir söylemdir. Bu tür açıklamalar, konuların ciddiyetini ve hassasiyetini göz ardı ederek, kamuoyunu yanlış yönlendirme riski taşır.

Ayrıca, böylesi bir kıyaslama, hem hayvan hakları savunucularına hem de insan hakları savunucularına saygısızlıktır. İnsan hayatı ve hayvan hayatı değerleri birbirinden farklı olmasına rağmen, her iki konuda da etik ve moral sorumluluk taşımaktayız. İnsan hakları savunucuları, dünya genelinde haksızlıklarla mücadele ederken, hayvan hakları savunucuları da hayvanlara yapılan zulme karşı seslerini yükseltir. Her iki grup da, adaletsizlik ve zulüm karşısında duran önemli toplumsal dinamiklerdir. Bu nedenle, birini diğerine tercih etmek veya birbirine karşıt olarak göstermek, her iki mücadeleyi de değersizleştirir.

Ve nihayet, eski bir bakan ve profesör unvanına sahip bir kişinin, bu türden kıyaslamalardan kaçınarak, daha dikkatli ve sorumlu açıklamalarda bulunması beklenir. Toplumun farklı kesimlerine örnek teşkil etmesi gereken bu tür pozisyonlarda bulunan bireylerin, söylemlerinde adil, dengeli ve yapıcı olmaları büyük önem taşır. Toplumsal barışı ve adaleti sağlamak, birbirini ötekileştiren değil, birleştiren ve anlayış geliştiren yaklaşımlarla mümkün olacaktır.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ankara Gazetesi