Siyaset dünyasında yaş, çoğu zaman bir yük olarak görülse de aslında bilgelik ve deneyimin en büyük kaynağıdır.
De Gaulle, Karamanlis, Peron ve Churchill gibi liderler, 79-86 yaşlarında seçildiler ve bu yaşlarda ülkelerine büyük hizmetler sundular.
Bu liderlerin ortak noktası, yaşlarının getirdiği deneyim ve bilgelik sayesinde stratejik kararlar alabilmeleriydi.
Yaşlılık, siyasette çoğu zaman bir avantajdır; çünkü yılların getirdiği deneyim, hızlı çözüm üretilmesini ve krizlere karşı daha soğukkanlı davranılmasını sağlar.
LİDERLİKTE YAŞ, GÜÇ MÜDÜR?
Bir liderin sağlığı yerinde olduğu sürece, yaşı yalnızca avantaj sağlar.
Deneyimle dolu yıllar, geçmişte yapılan hataları yeniden yapmama şansı sunar.
Ülkelerin zor zamanlarında, liderlerin güçlü bir şekilde durabilmesi ve halkın güvenini kazanabilmesi tecrübeyle mümkündür.
Winston Churchill, İkinci Dünya Savaşı’nın en zor günlerinde İngiltere’yi ayakta tutarken 80’li yaşlarındaydı; ancak bu yaşına rağmen dünyayı etkileyen stratejik hamleler yapabildi.
SİYASİ YAŞLILIK, TECRÜBEYLE GELEN BİLGELİKTİR
Siyaset dünyasında ileri yaş, birikimin doruğa çıktığı bir dönemdir.
Karar verme yetisinin en sağlam olduğu zamanlardan biri, hayatın ilerleyen dönemleridir.
Yaşlanan liderler, zamanın kendilerine öğrettiği sabır, hoşgörü ve analiz yeteneğiyle halklarına en iyi hizmeti sunarlar.
Bu nedenle, ileri yaştaki liderlerin göreve gelmesi, ülkenin geleceği açısından da büyük bir fırsattır.
Siyasette yaş yalnızca bir sayıdan ibarettir; deneyim, o sayının kazandırdığı en büyük hediyedir.