MENÜ
Ankara 21°
Ankara Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Tutarsızlıklar
Ahmed F. YÜKSEL
YAZARLAR
11 Eylül 2013 Çarşamba

Tutarsızlıklar

Eleştirilecek çok yönümüz var. Ama gerçek olan şu ki; yönlenmelerin amacı, tarzı, yakınlığı önemli.

Tutarsız, yanlı eleştiriler yapılmamalı. Tepkiler ılımlı olmalı, yetki insafsızca kullanılmamalı.

Kafa karıştırıcılık yanı olmamalı.

Hoşlanılmayan şeylere pek girişilmemeli.

Tutarsızlık, toplumun olumsuz zaaflarından biri, negatif bir bağımlılık.

Bütün bunlar aslında hep zihninle özdeşleşmiş durumda.

Maalesef, insanların büyük bir kısmı böylesi düşünceye ve karaktere sahip.

Ama gerçekleri bilen, farkında olan, eleştiri kılıfına sokulan suçlamaları hemen fark eder.

Böyle fikirleri benimseyenlerin, aslında beklentilerini düşük tutmaları gerekir.

Dolayısıyla kimseye karşı bir şüphe ve güvensizlik duymak söz konusu olmamalıdır diyorum.

Yaşanan fiyasko ancak böyle önlenebilir.

Toplumsal yapıda tepkilere dahil edilenler biraz dışlanmış, kendine toplumda yer edinmeye çalışan, belki başka sıkıntıları, sorunları olan insanlar.

Hemen her konuda, her şeyde en iyi bilgileri-oluşları bir uğraş vererek elde edebilen kimselerin yaptığı yansıtmalar gün gibi ortada iken, nasıl olup da “bin türlü gerekçe ile” eleştiri kapsamına sokabiliyorlar anlayabilmiş değilim?

Kendini topluma ispat etmiş, “etraf ne der”  anlayışından kopmuş, rafine, ve incelmiş bir bilinç, duyuş, hissediş, sunuş sahibi olan bu “kendimize benzemeyenlerde” bireysel çıkış/kurtuluş arayışları asla söz konusu olamaz.

Önce bu gibi kimseleri iyi tanımak gerekiyor.

Yaşamlarından verdiği kesitleri, halkın anlayacağı, ders çıkaracağı mizansenler şeklinde düşünmek lazım.

Çünkü beynimizin ve ruhumuzun bunlara ihtiyacı var.

Bu türler “farklı hareketlere” ihtiyaç duymadıkları gibi, hatalı gibi görünen şeylerde de eksik olduklarını samimiyetle kabul ederler.

Bilinmeli ki, onlardan faydalandıklarını iddia edenler, hata gibi gördükleri şeylerde dahi kendilerine bir pay çıkarıp, tenkit etmek yerine yine ondan ders almalılar.

Tutarsızlıklarını bir yana bırakanlar, en azından “ben onu değerlendiremiyorum” der.

Varlık bilincine sahip olmaya çalışır.

Sevgili dostlarım!

Tutarsızlıklar her boyutta kendini gösteriyor.

Bu husus saflık, ya yanlış anlamadan yada cehaletten kaynaklanıyor.

Bir bakıma toplumsal yapıda gerekli güven ve istikrar arayışını bulamayanların, haksızlığa uğrayanların, bu acayip yollara başvurma halleri, içindeki ateşi dışa vurmaları sıkça görülüyor.

Gücü ve etkisi sorgulanmayan bu mantık; düşük frekanslı bir yaşamla pek de menfi bir orantı teşkil ediyor.

Ne yazık ki toplumsal ilişkilerde benzer sarsıntılar var.

Bu alışılmış koşullarda, bireylerin bir anda çöktüğüne tanık oluyoruz.

Bazen de “hiç de değişmeyeceğe benzeyen” bu kimselerin, aklı başında kimselerce sıkı bir eleştiriye tutulduğuna tanık oluyoruz.

“Herkes benim gibi kimse bu işi bilmiyor ki ” dememek gerekiyor.

Bu gibilere “ne olur dilinizi, üslubunuzu biraz daha yumuşak tutun topluma sesleniyorsunuz, sorunları çözmeye yardımcı olun” demek şart.

Ne var ki ispata varan bu davranışların sayısı asla azalmamış, aksine, aynı seviyede, hatta daha da artarak varlığını sürdürmeyi bilmiştir.

Hayatın gerçekleri ile kendi duruşları arasında mesafe olan sıradan insanların, çıldırma noktalarına gelen davranışlarında, İnsan olma kavramını hatırlamaları, tutarsızlıklarını bir süreliğine de olsa unutmaları mevzubahistir.

Gerçi kimin suçlu, kimin mazlum olduğuna, kimin rol yaptığına pek karar veremiyoruz. Ancak ortada öyle açık ve net olan şeyler var ki; bu da tatsız-tuzsuz olayların hemen her yerde boy gösterdiğidir.

Bizler sizlere daima iyi şeylerden bahsetmek istiyoruz.

İnsana huzur veren bilgileri sunmak görevimiz.

Ama olmuyor.

Bu yazıda farklı noktalara değinmek zorunda kaldık.

Aşırıya gidenlerden, buna göre kendilerine bir pozisyon arayanların ‘tutarsızlıklarından’ bahsettik.

Topluma insanoğluna daha saygılı olunmasını istedik.

Maalesef, her olayda zorlanan, pişman olan, adeta deliren, anlamsız şekilde gözyaşı döken, sinirlenip ağzına gelen hemen her şeyi söyleyen, küfreden kimselerin sapkın hareketlerinin doğru olmadığını dile getirdik.

Sürçülisan ettiysek affola.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ankara Gazetesi