MENÜ
Ankara 21°
Ankara Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Türklerin rengi
Metin BOŞNAK
YAZARLAR
3 Ekim 2013 Perşembe

Türklerin rengi

“Beyaz Türkler” safsatası aldı yürüdü.

Kim kimden daha az zengin, daha az güçlü ise diğerini “beyaz” diye yaftalıyor.

Böylece güya zencilikle özdeşleşen mazlumluk zırhını bürünüyor.

Ne beyazların hepsi şeytandı, ne siyahlar melek.

Siyah olana beyazlardan daha kötü muamele eden, beyaz kırmaları da vardı.

Ömrünü beyazlaştıkça insanlaşağı inancıyla heba eden Michael Jackson.

Aslında Jackson ırkının değil, ruhunun rengindeki aşağılanmışlığı yaşadı.

Ona bunu yaşatanlan Türkiye topraklarında değildi.

Hasılı, bu Amerikan safsatası, giderek sözü anlamsızlaştıran bir slogana dönüşüyor.

Türklerin esmeri, açık tenlisi vardır.

Gözleri de farklı farklı, boyları da olabilir.

Farklı tarihlerde farklı coğrafyalarda yaşamışları da vardır.

Ama tarihlerinde renginden dolayı küçük gördükleri olmadı.

İnançlarına göre, küçümsedikleri oldu.

Küfrü küçümsedi, ama “kafir” olduğu için küçümsediği olmadı.

Türklerin cadı avları da olmadı; engizisyonları da.

Zımmi’lere zulmeden “bize zulmetmiş gibiydi.”

Kaldı ki Avrupa Amerika kültüründe beyazlık, cildin rengi de değildir.

Tamamen ırka, Anglo-Sakson genlere yönelik bir şövenist algıdır.

Beyaz Türk dedikleriniz, kriptolarsa onları ayrı konuşmak lazım.

Ne beyazımız var bizim ne siyahımız.

Tarihten gelen bir ah'ımız var sadece.

Beyazlık ithamına maruz kalanlar kadar siyahlık da anlamaz halimizi!

Türkler vaktiyle Allah'ın rengine boyandı.

Onun rengine boyananda kalmadı kendine has rengi.

O nedenle, beyazı-siyahı yoktur.

O nedenledir ki, tüm renkler ona karşı bir araya gelebilir tarihsel dönemeçlerde.

Renk körüdürler!

Siyasi körlüklerinin bir kısmı da rengin etkisinden kaynaklanır.

Şeytanla hercümerc olmamış kültürün rengi, Şeytanla mücadele sıkıntı çekiyor.

Ve Türkler Allah’a hem inanır hem güvenirler.

“Fensurullahe, yensurkum!” hükmünü bilirler.

Onun için de…

Allah'a ettikleri yardımın iadesini bekliyorlar.

Emanetin emin ellerde olması için.

Sızıları hissederek, ama sızlanmadan.“Beyaz Türkler” safsatası aldı yürüdü.

Kim kimden daha az zengin, daha az güçlü ise diğerini “beyaz” diye yaftalıyor.

Böylece güya zencilikle özdeşleşen mazlumluk zırhını bürünüyor.

Ne beyazların hepsi şeytandı, ne siyahlar melek.

Siyah olana beyazlardan daha kötü muamele eden, beyaz kırmaları da vardı.

Ömrünü beyazlaştıkça insanlaşağı inancıyla heba eden Michael Jackson.

Aslında Jackson ırkının değil, ruhunun rengindeki aşağılanmışlığı yaşadı.

Ona bunu yaşatanlan Türkiye topraklarında değildi.

Hasılı, bu Amerikan safsatası, giderek sözü anlamsızlaştıran bir slogana dönüşüyor.

Türklerin esmeri, açık tenlisi vardır.

Gözleri de farklı farklı, boyları da olabilir.

Farklı tarihlerde farklı coğrafyalarda yaşamışları da vardır.

Ama tarihlerinde renginden dolayı küçük gördükleri olmadı.

İnançlarına göre, küçümsedikleri oldu.

Küfrü küçümsedi, ama “kafir” olduğu için küçümsediği olmadı.

Türklerin cadı avları da olmadı; engizisyonları da.

Zımmi’lere zulmeden “bize zulmetmiş gibiydi.”

Kaldı ki Avrupa Amerika kültüründe beyazlık, cildin rengi de değildir.

Tamamen ırka, Anglo-Sakson genlere yönelik bir şövenist algıdır.

Beyaz Türk dedikleriniz, kriptolarsa onları ayrı konuşmak lazım.

Ne beyazımız var bizim ne siyahımız.

Tarihten gelen bir ah'ımız var sadece.

Beyazlık ithamına maruz kalanlar kadar siyahlık da anlamaz halimizi!

Türkler vaktiyle Allah'ın rengine boyandı.

Onun rengine boyananda kalmadı kendine has rengi.

O nedenle, beyazı-siyahı yoktur.

O nedenledir ki, tüm renkler ona karşı bir araya gelebilir tarihsel dönemeçlerde.

Renk körüdürler!

Siyasi körlüklerinin bir kısmı da rengin etkisinden kaynaklanır.

Şeytanla hercümerc olmamış kültürün rengi, Şeytanla mücadele sıkıntı çekiyor.

Ve Türkler Allah’a hem inanır hem güvenirler.

“Fensurullahe, yensurkum!” hükmünü bilirler.

Onun için de…

Allah'a ettikleri yardımın iadesini bekliyorlar.

Emanetin emin ellerde olması için.

Sızıları hissederek, ama sızlanmadan.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ankara Gazetesi