MENÜ
Ankara 21°
Ankara Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Türkiye dünyanın düğüm noktası…
Markar Esayan
YAZARLAR
17 Eylül 2018 Pazartesi

Türkiye dünyanın düğüm noktası…

Enerjimizi ülkemizi her alanda daha nasıl ileri götürebileceğimize harcamamız gerekirken, özellikle Suirye içsavaşı ve şüphesiz terör örgütleri çok fazla zaman kaybına neden oldu. Terör örgütlerinin, devletler ve onların istihbaratlarının desteği/onayı olmadan varlıklarını sürdürebilmeleri mümkün değil. Buna şimdi ekonomi savaşları da –alenen- eklendi.

İsmini hatırlayamadığım bir tarih kitabında, Osmanlı’nın Viyana kapılarına dayandığı o en görkemli günlerinde Avrupa ülkelerinin bir şeyi başardığını yazıyordu. O da şuydu: Avrupalılar, Osmanlı’yı durdurma noktasında tüm enerjilerini harcamama becerisini göstermişler, sakladıkları enerjiyi ülkelerini ileriye götürmek için kullanmışlardı.

Aynı beceriyi bugün bizlerin göstermesi gerekiyor. Coğrafyamızda çok fazla risk var ve zorlu bir bölgedeyiz. Türkiye’nin kaderi bu. Türkiye dünyanın düğüm noktasında. İhmal edilecek, kontrol edilmek istenmeyecek bir ülke değiliz. O zaman bakış açımızı değiştirmek, zamanı ve imkanları çok özenli kullanmak durumundayız.

En kritik kırılmalarda, en ölümcül anda tarihi değiştirebilecek reaksiyonlar gösterebiliyoruz. Ama bu kırılma noktalarını aştıktan sonra, Mehmet Barlas ağabeyin dün yazdığı gibi, bir rehavete kapılıyoruz. Bu durumda, enerjimiz de sürekli gelen hamleleri savuşturmak için harcanıp gidiyor.

15 Temmuz’dan sonra bu artık böyle olmamalı. Sorunlu alanlarımızı hep gündemde tutmalı, kazandığımız zamanı bu sorunları kökten çözmek, hatta o alanları avantajlı hale getirmek için kullanmalıyız.

Açıkçası, sürekli bir seferberlik halinde olmalıyız. İnsan gücümüzü, paramızı, değerli kaynaklarımızı doğru ve etkin kullanmak durumundayız. Bu konunda çok önemli avantajlar elde ettik. Türkiye Menderes’in alçakça idam edildiği günlerde değil. Demokrasimiz oldukça gelişti. Ekonomik ve bölgesel potansiyellerimiz harekete geçti. Lehimize kullanacağımız birçok avantaja sahibiz.

Suriye krizi, Suriye halklarının refahı ve Türkiye’nin güvenliği açısından pozitif bir şekilde çözüldüğü zaman, çok ciddi bir rahatlama olacağı gibi, çok önemli fırsatlar da eşiğimize gelmiş olacak.

Ekonomi güvenliğimizi, üzerimizde bir daha böyle operasyonlar yapamayacakları bir noktaya getirdiğimizde, Türkiye bölge ve dünya barışı için bir çıpa haline gelecek. 17. yüzyıldan beri içine düştüğümüz kapandan çıkmış olacağız.

Ama bunu bizim yerimize başkası yapmayacak. Dünya dikensiz bir gül bahçesi değil. O yüzden tarihten ve krizlerden ders çıkarmak, daha çok çalışıp, sistemli bir şekilde gelişmek bizim sorumluluğumuzda.

Karamsar, kötümser ve aşağılık duygusu içine kıvrananlardan olmayalım. Bu ülke en kötü zamanlarında küllerinden doğma basiretini göstermiştir. Muazzam bir halkımız var. İnanmak başarmanın yarısı ise, o inanç da bizlerde mevcut.

Türkiye beş yıl içinde bugünden çok farklı bir ülke olacak ve birçok sorunu geride bırakacak. Tıpkı bugün dünden çok farklı bir noktada olduğu gibi…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ankara Gazetesi