MENÜ
Ankara 21°
Ankara Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Sözde müttefik!
Vedat Bilgin
YAZARLAR
28 Ocak 2021 Perşembe

Sözde müttefik!

Son zamanlarda ilginç bir ‘sözde’ tartışmasına şahit olduk; önce CHP Genel Başkanı, arkasından ABD’nin yeni Dış İşleri Bakanı’nın tesadüfen aynı ifadeyi kullanması ilginç olmuştur. ABD’nin dış politikasında müttefikliğin ne anlama geldiğini bu suçlayıcı ifadeye bakarak anlamaya gerek yoktur; Amerika böylece ‘stratejik müttefikliğin’ kendilerine ‘bağımlılık’ anlamına geldiği yeniden ortaya koymuş oldu.

ABD sizin ülkenizde darbeler organize edebilir, FETÖ gibi bir ihanet yapısını ülkeyi kontrol etmek, gerektiğinde orduyu ele geçirip, ülkenizi işgal etmek için kullanabilir; PKK/PYD terör örgütünü silahlandırıp size saldırtabilir; Akdeniz’den sizi sürüp atmak isteyebilir; bölgenizde size karşı olan kim varsa onunla işbirliği yapabilir fakat siz bütün bunları etkisiz hale getirip oyunu bozarsanız, ‘sözde müttefik’ olursunuz.

ABD ÇIKMAZI

ABD tarihinde görülmemiş bir kriz içindedir; İbn-i Haldun’dan bu tarafa bilinen, devletlerin yükseliş ve çöküş meselelerini ele alan teorilerin bir kere daha doğrulanıp/yanlışlanabileceğini gösteren bir süreçten geçilmektedir. ABD’nin kendi tarihinde bile rastlanmayacak ilginç bir seçim tecrübesi geçirmesi de aslında yaşanan krizin siyasal sisteme yansıması olarak değerlendirilebilir. ABD toplumunun derin farklılaşmalar geçirmesi, siyasal bölünmelerden söz etmiyorum, derin toplumsal bölünmeler yaşaması, toplumun kendisini üreten mekanizmaların işleyemediğini göstermektedir. Kovit 19, bu olayın sebebi değil, sadece açığa çıkmasını hızlandıran bir faktördür.

Elbette ABD’nin hâlâ 20 trilyon dolar gibi bir milli gelire sahip olması, hâlâ dünyanın en zengin ülkesi olması aktüel ekonomik sorunların aşılması konusunda önemli bir imkândır, fakat toplumun kolektif kimliğini üreten kaynakların krizi, toplumsal muhayyilenin parçalanmasına sebep olan toplumsal farklılaşmalar, eşitsizliklerin derinleşmesi, sosyal dışlanmışlık yaşayan grupların, toplulukların, zümrelerin giderek çoğalması ve büyümesi sorunun ekonomik olmaktan hızla uzaklaşmış olması, işi zorlaştırmaktadır.

DEĞİŞİM HIZLANIYOR!

Bütün bunlar ABD yönetiminin işinin kolay olmadığını gösterdiği kadar; ABD’de dış politikasının daha zor bir dönemece girmesi demektir. Problemi şöyle tanımlamak mümkün; ABD bir kapitalist dünya devleti olarak dünya üzerindeki etkinliğini sürdürdükçe bu hem içerde ABD sosyal kimliğinin üretilmesine katkı yapacak, hem dünya üzerindeki denetimi yoluyla emperyalist kâr transferleriyle refah üreterek, içerdeki farklılaşmaları sosyal refah politikalarıyla entegre edecek imkanlara ulaşabilmektedir. Bu durumda, bu ilişki biçiminin devamı için gerekli olan dış operasyonlar, işgal/savaş veya vekalet savaşlarının yürütülmesi için de bir konsensüs oluşmasını sağlamaktadır.

Bugün durum değişmiştir; ABD’nin emperyalist siyasetinin önünü kesen bölgesel güç merkezleri hızla yükselişe geçmiştir. Rusya, Çin, Hindistan, Uzak Asya muhtelif merkezler olarak güçlendikçe; ne Ortadoğu’da ne Afrika’da, ne de Avrupa dâhil dünyanın diğer yerlerinde işlerin eskisi gibi yürümesi mümkündür; Batı merkezli dünya sistemi çökmektedir. Netice, ABD değişmek zorundadır, aksi takdirde kriz hızla büyüyecektir.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ankara Gazetesi