MENÜ
Ankara 26°
Ankara Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Siyasette AK Parti'nin yeri
Vedat Bilgin
YAZARLAR
25 Mart 2021 Perşembe

Siyasette AK Parti'nin yeri

7. kongresini gerçekleştiren AK Parti'nin en önemli özelliğinin kuruluşundan itibaren bütün seçimleri kazanıp iktidar olması olduğu söylenir. Bu doğrudur fakat üzerinde durulması gereken esas mesele, 'bugüne kadar katıldığı bütün seçimleri neden kazanmıştır' sorusudur. Önümüzdeki seçimin 2023'te yapılacağı düşünülürse, üstelik en yakın rakibi olan CHP ancak yarısı kadar oy alıyorsa, AK Parti bu gücü nereden almaktadır?

Sıkça üzerinde durduğum mesele şudur: Türkiye siyasetini açıklayacak birçok değişkene müracaat etmek siyasal gelişmeyi analiz etmek bakımından elbette gereklidir fakat siyasal yapıdaki temel bölünmeleri dikkate almadan sıralanacak sebepler sadece tasviri bir düzeyde kalacaktır; bu nedeni izah etmeyecek sadece nasıl olduğuna dair bir izlenim sunacak yaklaşımdır. Meselenin can alıcı noktası AK Parti'nin toplum-devlet ilişkilerine nasıl baktığı siyasal süreçte neyi temsil ettiğinde düğümlenmektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliği bu tarihsel zeminde ortaya çıkmıştır.

SİYASAL SÜRECİN BİÇİMLENMESİ

AK Parti'nin konumu, siyasetteki temel eksen farklılaşması ya da siyasal bölünme dediğim meseleyle ilgilidir. Türk toplumunda siyaset İmparatorluğun son yüz yılında ortaya çıkan oradan Cumhuriyete intikal eden siyasal bölünmeler temelinde devam etmektedir. Devletle eklemlenmiş bürokratik batıcı gelenek, İmparatorluk sürecinde kurtuluşu Batılılaşma diye bilinen, esasını Batı toplumlarının kurumsal yapılarının, onların dayandığı kültürel, normatif unsurların transfer edilerek Batılı tarzda bir toplum olmaktan geçtiğini düşünmekteydi.

Bu projeyi savunanların en büyük sorunu, yerli olanı tasfiye ederek Batılı olanı transfer etmeyi, kolay bir siyasal operasyon konusu olarak görmeleriydi. Dönem açısından, sosyolojinin yeni kurulmakta olduğu, kültür teorisinin gelişmemiş olması dikkate alınınca bu 'mekanik kültür transferi' işleminin mümkün görülmesini, zamanın oryantalizminin hegemonyası içinde, geri anlayışın yetersizliğinin eseri olarak anlayabiliriz. Oysa mesele orada kalmamış Türkiye siyaseti Tek Parti döneminin baskıcı 'zorunlu kültür değişme/değiştirme' siyasetini modernleşme olarak anlayan anti demokratik uygulamalarıyla da sınırlı kalmamış, bu demokratik süreçte de sürdürülmek istenmiştir.

KÜLTÜR VE SİYASET

Türkiye çok partili hayata geçip, demokratikleşme sürecinde ilerleyince, toplumun bütün kesimlerinden, bütün tabakalarından, zümrelerinden insanlar yerli kültürel kimliğe karşı devlet eliyle yapılan bu müdahaleye karşı cevap vermek üzere tavır almışlardır. Bu bakımdan Türkiye'nin demokratikleşme süreciyle, kültürde yerlilik arayışı arasında hep bir paralellik oluşmuştur. DP'den başlayıp, ANAP'a uzanan bugün AK Parti'ye gelen siyasal çizgini dayandığı zemin budur.

Diğer partilerin uzun soluklu olamayışının, AK Parti'nin kurumsal olarak güçlü varlığı ve hâlâ siyasette demokratikleşme ve yerliliği temsil etmesinin sebebi ise, Türk toplumunun geçirdiği toplumsal değişmelerin meydana getirdiği sivil taleplerle, bu yerli siyaset dilini birleştirmesi ve bunu devleti demokratikleştiren reformlarla sürdürmesiyle ilgilidir. Kısaca üç dinamik vardır: Yerli kültür, demokratikleşme, gelişme.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ankara Gazetesi