MENÜ
Ankara 21°
Ankara Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Demokratik meşruiyet sorunu
Vedat Bilgin
YAZARLAR
4 Ocak 2021 Pazartesi

Demokratik meşruiyet sorunu

Demokratik sistemin işlerliğinin en önemli göstergesi, demokrasinin kurumları üzerindeki mutabakattır. Bu kurumların varlığı ve işleyiş prensipleri üzerinde uzlaşmayan, bundan kuşku duyan siyasal unsurlar, gruplar, aktörler varsa, demokrasi dışı arzular veya anti-demokratik zihniyet sorunu var demektir.

Demokratik meşruiyet, demokrasinin işleyiş süreçleriyle ortaya çıkan sonuçları kendi lehine olmasa da kabul eden bir anlayışa dayanır. Bu anlayıştakiler, siyasal süreçlerde rekabeti, mücadeleyi, seçimleri, referandumları ve demokratik sitemin karar alıcılarının yaptıkları tercihleri eleştirseler dahi, meşru kabul ettiklerini tartışmazlar bile. Bir anlamda demokratik süreçlerde yer alan iktidar ve muhalefet, ister parti şeklinde örgütlü siyasal muhalefet olsun isterse sivil siyasal gruplar ya da bireylerin muhalefeti olsun, hepsinin ortak paydası, demokratik süreçlerin ortaya çıkardığı neticeleri meşru kabul eden siyasal uzlaşmayı esas alır.

MEŞRU OLAN NEDİR?

Türkiye’de demokratik zihniyetin gelişmesinin önünde bulunan engellerin tarihsel, siyasal kültürden kaynaklanan sebepleri vardır. Bunlara bir de siyasetçilerin yetersizliklerini, siyaseti besleyen kanallardan gelecek mesajların sorunlu yapısını, aydın, sanatçı çevreleriyle kurulan ilişkinin zayıflığı ya da doğrudan bu çevrelerin entelektüel yetersizliğini de eklemek gerekir. Bu durumun meydana getirdiği bağnazlık, tutuculuk ve siyaset söyleminin ötekileştirici mahiyetinden ve nefret diline kayan üslubundan da ayrıca bahsetmek lazımdır.

Türkiye siyasal tarihinde ‘Tek Parti Yönetimi’ bir dönem olarak geride kalmış olsa da ürettiği, mitos haline dönüştürülen söylem ve ideolojik tortular demokratikleşme karşıtı bir zihinsel durumun yaşamasını mümkün kılmış, siyasal/kültürel bilinçaltını besleyen etkiler bırakmıştır. Bu durumun tarımsal/köylü toplumun kapalı farklılaşmamış sosyal yapısını dönüştürmede sorun yaşadığı monolitik anlayışın kolayca militarizmle eklemleşerek anti-demokratik zihniyete dayanıklılık kazandırdığını, görmek zor değildir.

MUHALEFET SORUNU!

Bu konu, yüzeysel olarak bakıldığında fark edilmese de Türk demokrasisinin en önemli sorunudur. Halkın ‘din anlayışının’ zorla değiştirilmesi arzusu, Türkçe ezan konusu, Ayasofya’nın açılışına, başörtü ya da kıyafet özgürlüğüne karşı tahammülsüzlük bu anlayışın görünür halidir; ya görünmeyenleri!

Bu bağlamda, daha önce yaptığım bir öneriyi tekrarlamak isterim: Muhalefetin, siyasal sitemin meşruiyetini kabul etmeden ‘demokratik muhalefet’ yapma kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun için muhalefet konumunda bulunanlar, siyasal sitemin meşruluğunu tartışmadan, (elbette bunu değiştireceklerini de söyleyerek) muhalefet etme yolunu benimsemek durumundadır; aksi takdirde halk oylamasının ve seçimlerin sonuçlarını, Meclis kararlarını, başkanlık siteminin kurumsal yapısını ve icraatlarını reddederek demokrasi içinde muhalefet yapmak imkânsızdır. Bu yapılmadığında muhalefet demokratik süreçlerle sorunlu hale gelir ki, bu durum kaçınılmaz olarak muhalefeti demokrasi karşıtı unsurlarla aynı çizgide buluşmaya götürecektir.  

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ankara Gazetesi