MENÜ
Ankara 25°
Ankara Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
CHP’nin önündeki yol!
Vedat Bilgin
YAZARLAR
9 Ağustos 2018 Perşembe

CHP’nin önündeki yol!

CHP’deki çalkantının sebebini, bitmeyen olağanüstü kongre taleplerini sadece 24 Haziran Seçimlerinde ortaya çıkan tabloyla açıklamanın yeterli olmayacağını önce CHP’lilerin anlaması gerekmektedir. CHP’lilerin, yapılabilecek bir ‘Olağanüstü Kongrede Genel Başkan değişirse veya Başkanlık seçiminde partiden daha yüksek oy alan aday Genel Başkan seçilirse gelecek seçimlerde sorunu çözeriz’ diye düşünmeleri ciddi bir yanılgıdır.

“Öncelikle şunu belirtmek lazımdır ki, CHP’nin yaşadığı sorun sadece bu partililerin sorunu değil bütün Türkiye’nin sorunudur. Bir ülkenin en köklü siyasi hareketi, üstelik Ana Muhalefet Partisi konumunda bulunan siyasi parti yaklaşık elli yıldır genel seçimlerde birinci parti olamıyorsa, bu elbette ki ülke açısından ciddi ve üzerinde durulması gereken bir ‘siyaset’ sorunudur, ana muhalefeti eksik/sorunlu bir demokrasi sağlıklı olamaz.”

CEMAATE SIKIŞMAK

Bu ülkenin, hadi siyasetçilerini bir tarafa bırakalım; akademisyenleri, yazarları, düşünce adamları, aydınları ülkenin böylesine önemli bir siyaset sorununa kendi ‘cemaatlerinin’ dar kalıpları ve tarafgirlikleri ekseninden bakarlarsa, ülkenin önündeki problemleri aşmasının kolay olmayacağını söylemek lazımdır. Bu bakımdan CHP meselesine taraf ve karşıt taraf ekseninin dışına çıkarak meseleye bir sosyal bilimci gibi bakmak, bir aydın tavrıyla analiz etmek, bir politik düşünce sorunu olarak irdelemek ya da doğrudan doğruya aydın sorumluluğuyla yaklaşmak gerekmektedir. Bu sebeple bugün CHP’yi ele alan tartışmacıların, meseleyi getirip ‘Genel Başkan’ değişimine sıkıştırması, ya da üstün körü bir taraf beyan etme aracı haline getirmesi en hafifinden işi geçiştirmektir.

“Bir siyasal parti olarak CHP’ kendisine sürekli oy veren tabiri caizse ‘kendi cemaatinin’ dışındaki insanlarla ilişki kuramayan bir partidir. Buradaki mesele şudur; bir parti yaklaşık elli yılda kendi cemaatinin dışına çıkamıyorsa kronik bir sorunun varlığı açık değil midir?”

DEĞİŞMEK YOK!

Son elli yılda Türkiye’nin geçirdiği evrelere bakıldığı zaman, toplumsal yapıda yaşanan köklü değişimlere rağmen partinin yeni toplumsal durumla, yeni bağlar kurması mevzu bahis dahi olmamışsa, sorunu doğru tespit etmek gerekir: Birincisi, toplumsal değişmelere yani yeni toplumsal farklılaşmalara rağmen CHP bu yeni toplumsal gruplarla, sınıflarla, bireylerle ilişki kuramamıştır. İkincisi; dünyada yaşanan değişim, Türkiye’nin bugünkü dünya sisteminde küresel ve bölgesel konumu yahut sorunları köklü değişmeleri yansıttığı halde, CHP bunlara farklı bir cevap vermek üzere ortaya bir ‘siyaset’ koyamamıştır.

Kısaca, hem dünyada hem Türkiye’de yeni toplumsal/ekonomik durum söz konusudur ve CHP bu ‘yeni durumu’ kavrayan bunu ‘siyasi bir dile’ dönüştüren parti kimliğinden uzak bir yerde durmaktadır. Böyle bir siyasal partinin yükselmesini, seçimlerden birinci parti olarak çıkmasını ummak elbette hayalcilik olur. Bütün bunlara rağmen burada başka bir sorunun varlığını da belirtmek gerekmektedir: CHP bütün bu olaylara rağmen %20-30 aralığında değişmeyen bir oya tekabül eden bir ‘cemaati’ nasıl bir arada tutmaktadır?

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ankara Gazetesi