MENÜ
Ankara 27°
Ankara Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
2021'in ekonomisi
Vedat Bilgin
YAZARLAR
1 Mart 2021 Pazartesi

2021'in ekonomisi

Ekonomiyi değerlendirirken iki meseleye bakmak lazımdır. İlki, pandemi sürecinin getirdiği yük ve sorunlarla meydana gelen, sadece ekonomik değil sosyal sorunların varlığıdır; diğeri ise, ekonominin temel göstergelerindeki değişme eğiliminin yönüdür.

Hatırlayınız, ABD'den gelen saldırı işaretiyle döviz kurlarında yaşanan dalgalanmaya, salgın sürecinin getirdiği ekonomik sorunlar eklenince durumun bir krize dönüşmesine kesin gözüyle bakılmaktaydı fakat salgının bütün maliyetine rağmen, ekonomi özellikle üretim bazında gösterdiği performansla, 2020'den büyümeyle çıkan birkaç ekonomiden biri olmuştur. Siyasi ümitlerini çıkacak bir krize bağlayanların hesaba katmadıkları şey, reel sektörün üretim gücüdür.

2020'DEN 2021'E

Türk ekonomisinin dinamizminin nereden geldiğini anlamadan, ekonomi hakkındaki konuşmaların bir anlamı yoktur. Türkiye'nin geçtiğimiz yıl önüne konulan 'kriz senaryolarını' bozarak, ekonomide makro dengeleri sağlaması başlı başına önemli bir iştir. Senaryonun ne olduğu açıktır: 'Türkiye döviz krizine girecek, enflasyon dizginlenemeyecek, faizler fırlayacak ve IMF önünde diz çökülecek'. Oysa Türkiye her şeye rağmen büyümeye devam etmiştir, üretim gücünü geliştirmiştir.

Türkiye'nin üretim gücünün dayandığı dinamizm, ekonominin insan kaynağından ve piyasanın devletle kurulan 'yeni güven ilişkisinden' gelmektedir. Bu yüzden üretim güçlerini oluşturan reel sektör başta olmak üzere, özellikle sanayi kuruluşlarının içinde yer alan küçük ve orta ölçekli endüstrilerin büyük sanayi ile kurdukları yeni bağlar dikkate alınmadan yapılacak değerlendirmeler hep yanıltıcı olacaktır. Bu bağların etkilerinden birincisi, sanayi üretimindeki artış; ikincisi ise, ihracatın yükselmesi ve özellikle ihracatın ithalatı karşılama oranının artmasıdır.

Burada hemen 2020 yılı sanayi üretim endeksine göz atmak, üstelik pandemi ortamındaki verilere bakmak işaret ettiğim mesele için bir ipucu verecektir. Sanayi üretimi yıllık bazda %11 artarken aylık artış oranı % 1.3 tür. Burada imalat sanayiindeki artış oranının % 11.6 olması her şeyden önce dikkat çekmesi gereken bir durumdur. Aralık ayında ise Türkiye OECD ülkeleri içinde sanayi üretimini % 9 la en çok artıran ülkedir.

SANAYİ ÜRETİMİ

Aynı dönem içerisinde Avro bölgesinde sanayi % 0.6 Avrupa'da % 0.4 gerilemiş bulunmaktadır. Almanya % -3.7; İtalya % - 4.2; Fransa % -4.9 gibi oranlarda küçülürken bu büyümeyi gerçekleştirmek ciddi bir başarıdır.

Diğer gösterge ihracat rakamlarıyla ilgilidir; ekonomide bir dalgalanma mı yaşanıyor yoksa derin bir krize mi gidiliyor tartışmasını yapanlara sıkça hatırlatmaya çalıştığım husus şudur: en kötü zamanda bile aylık ihracat rakamı 13-15 milyar dolar olan Türkiye'nin krize gireceğini öngörmek tahmin bile sayılamaz, ancak bir kötümserliğin dışa vurumu olacaktır. Nitekim 2020 yılının en dikkat çeken verisi yıllık ihracat rakamının 169.5 milyar dolara ulaşmasıdır. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2020 Ocak'ta % 76,5 iken 2021 Ocak'ta % 83,2 olmuştur. Şunu unutmayalım, ekonomi döviz üretiyorsa kendi yolunu açacak güçtedir.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ankara Gazetesi