Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Tarihimizi, talihimizi, istikametini ve ebedi ikametimizi belirleyen Malazgirt Zaferi’nin yıl dönümünde sizlerle beraberiz. Anadolu’nun kapılarının bir daha kapanmamak üzere ardına kadar açıldığı bu topraklarda Malazgirt Zaferi’nin 953’üncü sene-i devriyesine ulaşmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz.
Bugün 85 milyon olarak hep beraber şanlı zaferin yıl dönümünü gururla, minnetle, tam 953 yıldır değişmeyen heyecanla kutluyoruz.
Bizleri bugünlere kavuşturan, milletimize bugünleri gösteren rabbime sonsuz hamdüsenalar ediyorum. Sözlerimin başında Sultan Alparslan’ı ve onun şerefli yiğit askerlerini rahmetle yad ediyorum. Ruhları şad olsun. Mekanları cennet olsun.
İlk fetih hareketlerinden bugüne kadar ezan susmasın, bayrak inmesin, ocak sönmesin diye milletimiz, huzur içinde anlı ak yaşasın diye, üzerimize yabancı gölgeler düşmesin, istiklalimize halel gelmesin diye şehit olan, gazi olan tüm kahramanlarımızı şükranla anıyorum.
Malazgirt Zaferi, milletimizin binlerce yıllık birlik ve dirlik şuurunun zulme ve zalime karşı duruşunun destanlarından biridir. Malazgirt, vahdetin ve zulme karşı kenetlenmenin zaferidir.
Rabbim, Sultan Alparslan’a ve ordusuna kendilerinden dört kat daha fazla düşmana karşı 26 Ağustos 1071 tarihinde muhteşem bir zafer nasip etti.
Üzerinden geçen 953 yıla rağmen Malazgirt ruhu, Türkiye ile birlikte Türk ve İslam dünyasında bir iman çağlayanı olarak gürül gürül akıyor.
Bu milletin her bir ferdi, Malazgirt Meydanı’nda bulunan gazilerle, şehitlerle aynı inancı, aynı aşkı, aynı ideali, aynı hassasiyeti taşımayı sürdürecek. Rabbim bizleri kahraman şehitlerimizin yolundan ayırmasın.
Sevgili gençler, Malazgirt bir zaferden öte yurt doğuran, medeniyet doğuran bir inşa ve ihya hareketinin de başlangıcıdır.
Millet olarak Malazgirt sonrasında Anadolu’yu işte böyle vatan yaptık. Bu toprakları, aşkla, sevgiyle, ilim ve hikmetle ilmek ilmek dokuduk. Fethettiğimiz her yeri camilerle, kütüphanelerle, medreselerle donattık. Anadolu’nun ezeli ve ebedi Türk yurdu olduğunu tüm cihana ilan ettik.
İstanbul’un Fethi’ne giden sürecin, en kritik adımı Malazgirt ile atılmıştır. Malazgirt Zaferi, ayrıca Kudüs’ün fethinin önünü açan stratejik bir dönüm noktası olmuştur.
Malazgirt, Türklerle birlikte tüm Müslümanların zaferidir. Alparslan’ın ordusunda Kürtler, Araplar ve İslam ile müşerref olan diğer kavimlerden Müslümanlar, düşmana karşı omuz omza savaş, mübarek kanları işte bu topraklarda birbirine karışmıştır.
Sultan Alparslan’ın sancağı altında kurulan güçlü ittifak, 953 yıldır kutladığımız şanlı zaferi bizlere armağan etmiştir.
Davamız, güneşin doğup battığı her yere, İlahi Kelimetullahı götürmek davasıdır. Davamız; mazluma umut olmak, kanayan yaralara merhem olmak, nesillere ve çağlara ışık olmaktır.
Malazgirt Zaferi’nin rehberliğinde, aydınlığında inşallah bu yolu yürüyeceğiz. Sultan Alparslan’ın emanetlerine layıkıyla sahip çıkacağız.
Malazgirt ruhunu yaşatacak, ömrümüzün son nefesine kadar taşıyacak, bayrağı bizden devralacak yeni nesillere bir emanet gibi şanla, şerefle teslim edeceğiz. Bunu yaparken şu gerçeği hiçbir zaman unutmayacağız: Tarihi öğrenmeyenler, onu tekrar yaşamak mecburiyetinde kalırlar. Tarih ezberlenmek için değil, ders ve öğüt alınıp medeniyet dünyamızın üzerine yeni tuğlalar eklemek, yeni zaferlere başlamak için vardır.
Malazgirt’i sadece şanlı tarihimize ait altın bir halka olarak değil, 2071 Türkiye’sine giden yolda, yolumuzu aydınlatan bir fener olarak da görmemiz gerekiyor.
Geçen yıla göre bugün Malazgirt, bir başka. İlhamını Malazgirt’ten alan, Sultan Alparslan’ı örnek alan TEKNOFEST gençliği, bin yılın mirasçısı olarak Allah’a hamd olsun umutlarımızı yeşertiyor. İnşallah bu iklimi genç yüreklerde ve zihinlerde kökleşen bu tarih şuurunu daha da güçlendireceğiz.
Malazgirt Zaferi, inancın ve imanın yanı sıra birliğin ve beraberin meyvesidir. Milletçe zorlukların üstesinden ancak bir olursak geliriz. Vatanımıza yönelik saldırıları ancak beraber olursak püskürtürüz.
Farklılıklarımız üzerinden bizleri ayırmaya çalışanlara, aramıza nifak tohumları ekmeye çalışan fitne odaklarına geçit vermedik, vermeyeceğiz. Rabbim muhabbetimizi, kardeşliğimizi daim eylesin.
Malazgirt Zaferi’nin 953’üncü yıl dönümünde bu toprakları vatan yapan atalarımızı rahmet ve minnetle yad ediyorum.”
Hibya Haber Ajansı